RANMAZAN BAYRAMI SEVİNCİ
On bir ayın sultanı, rahmet, bereket ve mağfiret ayı olan mübarek Ramazanı uğurluyoruz. Bağışlanma ve kurtuluşa erme ayından ayrılmanın hüznünü yaşarken çok şükür, bayrama kavuşmanın da sevincini yaşıyoruz. Artık bu kutsal ayın rahmet, bereket ve af iklimini yeni bir ramazan ayına kadar bulamayacağız.
Bin aydan hayırlı olan, Kuran’ın bu gecede indirildiği Kadir gecesini idrak etmenin, iman, ibadet ve duanın doruklara ulaştığı geceyi de uğurladık. Birçok manevi hazlar yaşayarak, güzelliklerle bayrama giriyoruz, Allah tekrarını nasip etsin…


Af, rahmet, ihsan, sevgi, yardım, hediyeleşme, kucaklaşma, barışma bayramın ulvi feyizlerindendir. Gelin öyle bir bayram yapalım ki, ilahi isim ve sıfatların bizdeki tecellisi de bayrama yaraşır olsun. Müslümanlar vazifelerini yerine getirmenin mutluluğunu yaşasın. Bayram, ne durumda, hangi şartta, nasıl olursa olsun herkes için bayramdır, bayram gibi olmalıdır, bayram gibi yaşanmalıdır ki amacına ulaşılsın.
Bayramın inancımızda sevinci, anlamı çok güzel ve çok farklı. Hasretlik çekenler kavuşuyor, dargınlar barışıyor, çocuklar sevindiriliyor, mezarlar ziyaret ediliyor, yoksullar gözetiliyor, büyüklerin gönlü alınıyor, tüm toplum bireyleri birbiriyle kucaklaşıyor… Bu neşe ve bayram yerden göklere, meleklere kadar manevî dünyalara yansıyor, ilâhî rahmete çeşitli şekillerde ulaşıyor.
Bir ramazanı geride bırakırken şu gerçekleri de görmeliyiz. Ramazan ayına mahsus Müslümanlığımızdan her an yaşanması gereken gerçek Müslümanlığa dönebilmeli ve inancımızı her zaman her alanda yaşamalıyız. Milli-dini birliğimizi korumalı, kardeşliğimize zarar verebilecek her türlü söz ve davranışlardan sakınmalıyız.

Şöyle bir muhasebe yaptığımızda, acaba İslam dünyası ve biz Müslümanlar bu Ramazan ayında Allah’ın dini İslam’a ne kadar yaklaşabildik, İslam’ı ne kadar özümseyebildik? İbadette, ilimde, ahlakta, hikmette, ekonomide, adalette ve benzeri güzelliklerden hangisine ulaşabildi? Dinen hoş karşılanmayan kusurlarını ne kadar azaltabildi? Bu soruların gerçek cevabı bizim kurtuluşumuzun ve mutluluğumuzun anahtarı olacaktır.
Sayılı günler tez geçiyor. Her başlangıcın bir bitimi var. Ramazan ayı da bitiyor. Biz Müslümanlar ramazanda gösterdiğimiz feyizlenme ve sevap kazanma gayretini diğer günlerde de aynı şekilde gösterebilecek miyiz? Yoksa Ramazan ayı Müslümanlığımız, adet yerini bulsun Müslümanlığı olarak unutulup gidecek mi?

Müslümanların yüce Rabbimizin emir buyurduğu uygun bir iman, anlayış, idrak, sorumluluk, ahlak ve hikmetle donanması, namaz başta olmak üzere hakkıyla kulluk vazifelerini yerine getiren talihliler sınıfına katılması arzumuz ve duamızdır…
Tüm işlerimizde inancımızla ilim, hikmet, ahlak ve adaleti kılavuz yapacak bir toplum olma yolunda gayret göstermeliyiz. İnancımızın emrettiği ölçülerde yaşamayı, hakkıyla kul olmayı, Müslümanlığın şartlarını yerine getirmeyi arzu etmeliyiz ki, iki dünyada da kurtuluşa ve mutluluğa erenlerden olalım.

Kimiler ramazana, kimiler de bayrama kavuşamadı, seneye ya kısmet… Ramazan ayına veda ederken, ramazan bayramında bütün Müslümanların bayramını en içten dileklerle kutluyor, bayramın tüm güzelliklerinden yararlanmanızı, nice Ramazanlara ve bayramlara sağlıkla, afiyetle, kedersiz ulaşmamızı niyaz ediyorum.

Yazar: RIZA USTA
Tarih:


Bu Köşe Yazısının yer aldığı yer: Tosya l KARSIYAKA Mahallesi MUHARLIGI l
http://www.yazicam.com

Bu Köşe Yazısı için adres:
http://www.yazicam.com/modules.php?name=Kose_Yazilari&op=viewarticle&artid=24