Tarih: 2007-03-07, 22:35:42 Mesaj konusu: Çanakkale Geçilmez!!!
Arkadaşlar! Önümüzdeki günler; daha doğrusu Mart ayı tarihimizde dönüm noktası sayılan önemli günleri barındırıyor içerisinde!!! 12 Mart İstiklal Marşı'mızın kabul edilişinin, 18 Mart ise Çanakkale Zaferi'mizin yıldönümü! Bu başlık altında bu konularda duygu ve düşüncelerimizi ifade edebiliriz!!!
Çanakkale öyle bir destandır ki okumuş ve ilim tahsil etmiş va hatta tahsil etmekte olan koca bir kuşağı vatanı ve kutsal değerleri uğruna şehit olmuştur. Çanakkale kalplerdeki islam tohumlarının osmanlı yı ve paralel olarak islam dünyasının aktivitesini sıfıra indirmek ve yerle bir etmek için gözü dönmüş bir şekilde saldıran düşman cesetlerinin üstünde imanımızla beraber yeşerdiği mübarek ve eşsiz bir toprak parçasıdır. Ne demiş Mehmet Akif: "Ey şehit oğlu şehit! İsteme benden makber/ Sana ağuşunu açmış duruyor peygamber...."
Mektubu yazan , ihtiyat zabit ( yedek subay ) namzedi Hasan Etem , İstanbul Hukuk Fakültesi son sınıfına devam ederken aynı zamanda Beyazıt Nümune Mektebi’nde öğretmendi. Düşmanın Çanakkale’ye dayandığını işittiğinde gözünü kırpmadan binlerce akranı gibi cepheye koştu. Gönüllü yazıldı. Bu onun son mektubuydu. Bu mektubu yazdıktan iki gün sonra Maydos (Eceabad)’da şehit oldu...
( Not: Mektuptan mekan ve zaman tam olarak anlaşılamıyor. 25.Nisan.1915 çıkartma öncesi yazıldığı görülüyor. Bu da ortam hakkında net bilgi veremiyor. Çıkartma öncesi 19.Nisan da nasıl şehit olabileceği açık değil. Rumi-Miladi dönüşümlere dikkat edilmemiş olabilir. )
Valideciğim,
Dört asker doğurmakla müftehir şanlı Türk annesi,
Nasihat-amiz mektubunu Divrin Ovası (Nığde) gibi,güzel,yeşillik bir ovacığın ortasından geçen derenin kenarındaki armut ağacının sayesinde otururken aldım.Tabiatın yeşillikleri içinde mest olmuş ruhumu bir kat daha takviye etti.
Okudum, okudukça büyük dersler aldım.Tekrar okudum.Şöyle güzel ve mukaddes bir vazifenin içinde bulunduğumdan sevindim.Gözlerimi açtım, uzaklara doğru baktım.Yeşil yeşil ekinlerin rüzgara mukavemet edemiyerek eğilmesi,bana,annemden gelen mektubu selamlıyor gibi geldi.Hepsi benden tarafa doğru eğilip kalkıyordu ve beni , annenden mektup geldi diyerek tebrik ediyorlardı.Gözlerimi biraz sağa çevirdim güzel bir yamacın eteklerindeki muhteşem çam ağaçları kendilerine mahsus bir seda ile beni tebşir ediyorlardı.Nazarlarımı sola çevirdim çağıl çağıl akan dere , bana validemden gelen mektuptan dolayı gülüyor , oynuyor , köpürüyordu ...
Başımı kaldırdım , gölgesinde istirahat ettiğim ağacın yapraklarına baktım.Hepsi benim sevincime iştirak ettiğini , yaptıkları rakslarla anlatmak istiyordu.Diğer bir dalına baktım , güzel bir bülbül , tatlı sedasıyla beni tebşir ediyor ve hissiyatıma iştirak ettiğini ince gagalarını açarak göstermek istiyordu.
İşte bu geçen dakikalar anında , hizmet eri :
-Efendim , çayınız , buyrunuz , içiniz , dedi.
-Pekala dedim,aldım baktım , sütlü çay...
-Mustafa bu sütü nereden aldın ? dedim.
-Efendim , şu derenin kenarında yayıla yayıla giden sürü yok mu ?
-Evet dedim.Evet ne kadar güzel.
-İşte onun çobanından 10 paraya aldım.
Valideciğim , on paraya yüz dirhem süt , su katılmamış.Koyundan şimdi sağılmış , aldım ve içtim. Fakat yukarıdaki bülbül bağırıyordu : “Validen kaderine küssün , ne yapalım.O da erkek olsaydı , bu çiçeklerden koklayacak , bu sütten içecek , bu ekinlerin secdelerini görecek ve derenin aheste akışını tetkik edecek ve çıkardığı sesleri duyacak idi”
Şevket merak etmesin o görür , belki de daha güzellerini görür.
Fakat , valideciğim , sen yine müteessir olma.Ben seni , evet seni mutlaka buralara getireceğim.Ve şu tabii manzarayı göstereceğim.Şevket , Hilmi (kardeşleri) de senin sayende görecekler.
O güzel çayırın koyu yeşil bir tarafında , çamaşır yıkayan askerler saf saf dizilmişler.Gayet güzel sesli biri ezan okuyordu.
Ey Allah’ım , bu ovada onun sesi ne kadar güzeldi.Bülbül bile sustu, ekinler bile hareketten kesildi ,dere bile sesini çıkarmıyordu.Ezan bitti.O dereden ben de bir abdest aldım.Cemaat ile namazı kıldık..O güzel yeşil çayırların üzerine diz çöktüm.Bütün dünyanın dağdağa ve debdebelerini unuttum.Ellerimi kaldırdım , gözümü yukarı diktim , azımı açtım ve dedim :
-Ey Türklerin Ulu Allah’ı.Ey şu öten kuşun , şu gezen ve meleyen koyunun , şu secde eden yeşil ekin ve otların şu heybetli dağların Halıkı.Sen bütün bunları Türklere verdin.Yine Türklerde bırak.Çünkü böyle güzel yerler , Sen’i takdis eden ve Sen’i ulu tanıyan Türklere mahsustur.
Ey benim Rabbim !
Şu kahraman askerlerin bütün dilekleri ; ism-i Celalini İngilizlere ve Fransızlara tanıtmaktır.Sen bu şerefli dileği ihsan eyle ve huzurunda titreyerek , böyle güzel ve sakin biryerde sana dua eden biz askerlerin süngülerini keskin , düşmanlarını zaten kahrettin ya , bütün bütün mahveyle. ”Diyerek dua ettim ve kalktım.Artık benim kadar mes’ut , benim kadar mesrür bir kimse tasavvur edilemezdi.
Tarih: 2007-03-12, 20:15:01 Mesaj konusu: çanakkale
çanakkale ile ilgili içimizden geçenleri engüzel ifade eden yazıları,şiirlerl ve filmleri burada yazmak anlatmak ve siz degerli arkadaşlarla paylaşmak güzel. Bilinmeliki tavsiye edilenler ve yazılanlar bizim düşüncelerimizdir. Bizim anlatamayacagımız şekilde o günleri yaşayan ve her andıgımız büyüklerimiz anlatmıştır. o günleri yaşayan ölü diri herkezi anarız dualarımızı eksik etmeyizz
Tarih: 2007-03-12, 20:15:43 Mesaj konusu: çanakkale
çanakkale ile ilgili içimizden geçenleri en güzel ifade eden yazıları,şiirleri ve filmleri burada yazmak anlatmak ve siz degerli arkadaşlarla paylaşmak güzel. Bilinmeliki tavsiye edilenler ve yazılanlar bizim düşüncelerimizdir. Bizim anlatamayacagımız şekilde o günleri yaşayan ve her an andıgımız büyüklerimiz anlatmıştır. O günleri yaşayan ölü diri herkezi anarız dualarımızı eksik etmeyizz
arkadaşlar.sizlere bir tavsiyem olacak.çanakkaleye giderek atalarımızın nasıl-ne şekilde- hangi şartlarda savaştıklarını kendi gözlerinizle görmek.insan okadar duygulanıyorki ağlamamak mümkün değil.çanakkale şehitlik abidesine ilk girerken şehit mezarları var.vede ilk mezar tosyalı bir yüzbaşıya ait.onu ilk gördüğümde tüylerim diken diken olmuştu.birde dikkatimi çeken savaşmak için giden aynı yörenin askerleri aynı birliklere verilimiş.o yüzden hep aynı anda şehit düşmüşler ve yanyana aynı yörenin askerleri yatıyor.örnegin iskilipli askerler hep yanyana.yaşları hep 17-18.savaş okadar şiddetli olmuşki mermi çekirdekleri havada birbirine geçmiş.düşünün iki mermi çekirdeğinin havada çarpışma ihtimali sizce milyonda kaç.oraları gezmenizi ve aynı duyguları yaşamanızı tavsiye ederim.sayğılar.
arkadaşlar.sizlere bir tavsiyem olacak.çanakkaleye giderek atalarımızın nasıl-ne şekilde- hangi şartlarda savaştıklarını kendi gözlerinizle görmek.insan okadar duygulanıyorki ağlamamak mümkün değil.çanakkale şehitlik abidesine ilk girerken şehit mezarları var.vede ilk mezar tosyalı bir yüzbaşıya ait.onu ilk gördüğümde tüylerim diken diken olmuştu.birde dikkatimi çeken savaşmak için giden aynı yörenin askerleri aynı birliklere verilimiş.o yüzden hep aynı anda şehit düşmüşler ve yanyana aynı yörenin askerleri yatıyor.örnegin iskilipli askerler hep yanyana.yaşları hep 17-18.savaş okadar şiddetli olmuşki mermi çekirdekleri havada birbirine geçmiş.düşünün iki mermi çekirdeğinin havada çarpışma ihtimali sizce milyonda kaç.oraları gezmenizi ve aynı duyguları yaşamanızı tavsiye ederim.sayğılar.
arkadaşlar.sizlere bir tavsiyem olacak.çanakkaleye giderek atalarımızın nasıl-ne şekilde- hangi şartlarda savaştıklarını kendi gözlerinizle görmek.insan okadar duygulanıyorki ağlamamak mümkün değil.çanakkale şehitlik abidesine ilk girerken şehit mezarları var.vede ilk mezar tosyalı bir yüzbaşıya ait.onu ilk gördüğümde tüylerim diken diken olmuştu.birde dikkatimi çeken savaşmak için giden aynı yörenin askerleri aynı birliklere verilimiş.o yüzden hep aynı anda şehit düşmüşler ve yanyana aynı yörenin askerleri yatıyor.örnegin iskilipli askerler hep yanyana.yaşları hep 17-18.savaş okadar şiddetli olmuşki mermi çekirdekleri havada birbirine geçmiş.düşünün iki mermi çekirdeğinin havada çarpışma ihtimali sizce milyonda kaç.
arkadaşlar.sizlere bir tavsiyem olacak.çanakkaleye giderek atalarımızın nasıl-ne şekilde- hangi şartlarda savaştıklarını kendi gözlerinizle görmek.insan okadar duygulanıyorki ağlamamak mümkün değil.çanakkale şehitlik abidesine ilk girerken şehit mezarları var.vede ilk mezar tosyalı bir yüzbaşıya ait.onu ilk gördüğümde tüylerim diken diken olmuştu.birde dikkatimi çeken savaşmak için giden aynı yörenin askerleri aynı birliklere verilimiş.o yüzden hep aynı anda şehit düşmüşler ve yanyana aynı yörenin askerleri yatıyor.örnegin iskilipli askerler hep yanyana.yaşları hep 17-18.
Tarih: 2007-03-12, 20:56:56 Mesaj konusu: ÇANAKAKALE HK.
arkadaşlar.sizlere bir tavsiyem olacak.çanakkaleye giderek atalarımızın nasıl-ne şekilde- hangi şartlarda savaştıklarını kendi gözlerinizle görmek.insan okadar duygulanıyorki ağlamamak mümkün değil.çanakkale şehitlik abidesine ilk girerken şehit mezarları var.vede ilk mezar tosyalı bir yüzbaşıya ait.onu ilk gördüğümde tüylerim diken diken olmuştu.birde dikkatimi çeken savaşmak için giden aynı yörenin askerleri aynı birliklere verilimiş.o yüzden hep aynı anda şehit düşmüşler ve yanyana aynı yörenin askerleri yatıyor.örnegin iskilipli askerler hep yanyana.yaşları hep 17-18.savaş okadar şiddetli olmuşki mermi çekirdekleri havada birbirine geçmiş.düşünün iki mermi çekirdeğinin havada çarpışma ihtimali sizce milyonda kaç.oraları gezmenizi ve aynı duyguları yaşamanızı tavsiye ederim.sayğılar.
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Türkiye Kastamonu Tosya Karşıyaka Mahallesinden. Son dakika Haberleri Forum Sohbet Firma Rehberi Karşıyaka mahallesi Resimleri Üye Resimleri video üye videoları Haberler Özel Album
TOSYA Karşıyaka Mahallesinin Dünyaya acılan Penceresi