Giriş | Kayıt

  Ziyaretçi:11 Üye: 0 Toplam:11    Aktif Uye: 693     Son Üye  Hggf

 


Yazıçam Sohbet

Sadece Üye Girişi Yapmış Olanlar Sohbet Edebilir. Lütfen Giriş Yapın ? Üye Olun.

Tosya Hakkında
KENT REHBERİ

İLÇEMİZ HAKKINDA

Karşıyaka Mahallesi
KARŞIYAKA HAKKINDA

Kimler Bağlı
Üye Adı
Şifre

Üye Kayıt

Son Eklenen Videolar

TOSYA Karşıyaka Mahallesi tanıtım


RAHMETLİ HACI OSMAN ÖZİPEK


RAHMETLİ BABAM ÖMER KARAÇAM ANISINA



google Ads
Yılın Haberi
TOSYA SEYAHAT A AİT OTOBÜS KAZA YAPTI

Tüm Haberler

Forums populer

 Karşıyaka mahallesi Nasıl Kalkınır
 Karşıyaka mahallesi yeni muhtarini ariyor
 Tosya'da eğitim
 40 HADİS
 Kıssa
 Çanakkale Geçilmez!!!
 Karşıyaka mahallesi GENÇLİĞİ DİYORKİ

Forum Sayfası

Tosya l KARSIYAKA Mahallesi MUHARLIGI l: Forums

Yazicam.com :: Başlık Görüntüleniyor - İBRET VERİCİ HİKAYELER vlink=""
 SSSSSS   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

İBRET VERİCİ HİKAYELER

 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Yazicam.com Forum Ana Sayfası -> Genel Konular Sohbet
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
kadir
Site Admin
Site Admin


Kayıt: Sep 20, 2006
Mesajlar: 176
Nerden: KASTANONU TOSYA

MesajTarih: 2007-10-21, 23:29:24    Mesaj konusu: İBRET VERİCİ HİKAYELER Alıntıyla Cevap Ver

Askerliğini bitirmiş olan genç askerliğini yaptığı şehirden ailesini aradı:
-Anne baba, eve dönüyorum, ama sizden bir şey rica ediyorum. Yanımda bir arkadaşımı da getirmek istiyorum.
-Memnuniyetle, onunla tanışmak isteriz, diye cevapladılar.Oğulları,
-Bilmeniz gereken bir şey var diye devam etti.
-Arkadaşım savaşta ağır yaralandı.Bir mayına bastı ve bir koluyla ayağını kaybetti.Gidecek hiçbir yeri yok, ve onun gelip bizimle kalmasını istiyorum.
-Bunu duyduğuma üzüldüm oğlum. Belki onun başka bir yer bulmasına yardımcı olabiliriz.
-Hayır. Anne,baba,onun bizimle yaşamasını istiyorum.
-Oğlum,dedi babası,bizden ne istediğini bilmiyorsun.Onun gibi özürlü biri bize korkunç bir yük olur.Bizim kendi hayatımız var,bunun gibi bir şeyin hayatımıza engel olmasına izin veremeyiz.Bence bu arkadaşını unutup eve dönmelisin.O kendi başının çaresine bakacaktır.Oğlu o anda telefonu kapattı.Ailesi ondan bir süre haber alamadı.Ama birkaç gün sonra,polisten bir telefon geldi.Oğullarının yüksek bir binadan düşüp öldüğünü öğrendiler.Polis bunun intihar olduğuna inanıyordu.
Üzüntü dolu anne-baba oğullarının cesedini tespit etmek için şehir morguna götürüldüler.Onu tanıdılar ve bilmedikleri bir şey daha öğrenince dehşete düştüler:
Oğullarının sadece bir kolu ve bir bacağı vardı.
Bir çoğumuz bu hikayedeki aile gibiyiz;
Güzel olan ya da birlikte olmaktan zevk aldığımız insanları sevmek bizim için çok kolay, ama bize rahatsızlık veren ya da yanlarında kendimizi rahatsız hissettiğimiz insanları sevemiyoruz. Bizim kadar sağlıklı, güzel ya da akıllı olmayan insanların yanından uzak durmayı tercih ediyor
_________________
KADİR
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-posta'yı gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSN Messenger
kadir
Site Admin
Site Admin


Kayıt: Sep 20, 2006
Mesajlar: 176
Nerden: KASTANONU TOSYA

MesajTarih: 2007-10-21, 23:30:28    Mesaj konusu: BANA GÖZYAŞI BORCUN VAR ! Alıntıyla Cevap Ver

Adam genç kadına seslendi:
- Bana gözyaşı borcun var!

Genç kadın sordu:
- Nasıl öderim?

Adam gözlerini kırptı;
- Haydi gülümse!

Gülümsedi genç kadın. Adam, cebinden mendilini çıkarıp, borcunu sildi.
Ve mendilini özenle katlayıp, yine kalbinin üzerindeki iç cebine koydu.

Bir demet mor sümbül vardı kadının elinde.
İkisi de bahar kokuyordu...
Biri ilkbahar, diğeri güz.

Adam, seslendi yine;
- Bana mutluluk borcun var!

Genç kadın, biraz mahcup, biraz şaşkın sordu:
-Nasıl ödeyebilirim?

Heyecanlandı adam
- Haydi yat dizlerime!

Genç kadın bir kedi uysallığında, yattı dizlerine usulca.
Adam, şefkatle saçlarını taramaya başladı kadının.
Saçları, güneşe ve yağmurlara hasret hiç yaşanmamış baharlara benziyordu.
Çaresizliğini ördü sırasıra.
Sonra saçının her teline, mutluluğun çığlıklarını bağladı adam.
Yetmedi, gizli düğüm attı... Ağladı.
Hava kararmak üzereydi. Dışarıda yağmur yağıyordu delice.
Adam, sürekli borç defterlerini kurcalıyordu.

Genç kadının gözlerinin içine baktı;
- Bana yürek borcun var!

Borcunun farkındaydı sanki genç kadın, şaşırmadı.
- Bu borcumu nasıl ödeyebilirim?

Adam kollarını uzattı
- Haydi tut ellerimi!

Sümbül kokusu sinmiş ellerini uzattı genç kadın.
Elleri öyle sıcaktı ki, eriyiverdi bütün borcu avuçlarının içinde.
Genç kadın gitmek üzereydi.

Adam son kez seslendi;
- Bana can borcun var!

Kadın irkildi;
- Can mı?

Sigarasından derin bir nefes çekti adam;
- Evet... Can borcun var. Sensizlik öldürüyor beni!

Hoşuna gitti sözler kadının
- Peki bu borcumu nasıl tahsil etmeyi düşünüyorsun?

Adam, biraz daha yaklaştı;
- Yum gözlerini!

Hiç tereddüt etmeden yumdu gözlerini.
Adam da yumdu gözlerini, masumca bir öpücük kondurdu
kadının titreyen dudaklarına.

- Bu ne şimdi yaptığın? diyerek çattı kaslarını kadın...

Adam, pişmanlıkla, memnunluk arasında gidip geldi. Kekeledi;
- Hayat öpücüğüydü!

Kısa bir sessizliğin ardından bu kez kadın öptü adamı şehvetle...

Adam, şaşırdı;
- Ya senin bu yaptığın neydi?

Genç kadın kapıya yöneldi;
- Veda öpücüğü!

Kalan borçlarına karşılık, yürek dolusu çaresizlik
ve bir de mor sümbüllerini masanın üzerine rehin bırakıp gitti genç kadın.


Adam koştu peşinden sümbülleri geri verdi kadına.
- Ne olur iyi bak umut çiçeklerime, solmasınlar...

Genç kadın sümbülleri aldı:
- Merak etme, gün aşırı sularım çiçeklerini!

Adam sevindi:
- Güneşe, suya gerek yok. Gülümse yeter!

Kadın gözden kaybolurken haykırdı adam,
- Umutlarımı kefil yaptım. Unutma, bana aşk borçlusun!

Haykırışı yağmura karıştı.
Kadın, yağmuru hissetmeyen kalabalığa...
_________________
KADİR
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-posta'yı gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSN Messenger
kadir
Site Admin
Site Admin


Kayıt: Sep 20, 2006
Mesajlar: 176
Nerden: KASTANONU TOSYA

MesajTarih: 2007-10-21, 23:32:20    Mesaj konusu: Sevgi Alıntıyla Cevap Ver

Rahip mezarlıktaki işini bitirmek üzereydi . O anda elli yıllık karısını kaybeden 78 yaşındaki adam : " Onu ne kadar çok sevdim ." diyerek çığlık çığlığa ağlamaya başlamıştı . Yaşlı adamın yaşlı sesi törenin asil sessizliğini bozmuştu . Mezar başındaki diğer aile bireyleri ve dostlar şok olmuslardı , utanç içindeydiler . Yetişkin çocukları alı al moru mor babalarını yatıştırmaya çalıştılar : "Tamam , baba . Seni anlıyoruz ." Yaşlı adam gözlerini dikmiş kazılan mezara yavaş yavaş inen tabuta bakıyordu ...

Rahip törene devam etti . Törenin sonunda , aile bireylerini ölüm töreninin kapanışı olarak tabutun üstüne toprak atmaya çağırdı . Yaşlı adam hariç hepsi sırayla toprak attılar . Yaşlı adam hala : "Onu ne kadar çok sevdim" diye sesli sesli konuşuyordu . Kızı ve iki oğlu konuşmasını engellemek istediler , ama o devam etti , "Onu sevmiştim !"

Kalabalık mezarlığı terk etmeye hazırlanırken , yaşlı adam gitmemekte direniyordu . Gözlerini mezara dikmiş bakıyordu . Rahip yaklaştı : "Kendinizi nasıl hissettiğinizi biliyorum , ama gitme zamanı geldi . Buradan ayrılmalı ve kendimizi hayatın akışına bırakmalıyız ." dedi . Yaşlı adam çaresizlik içinde bir kez daha "Onu ne kadar çok sevdim ."diyerek söylendi . "Beni anlamıyorsunuz ," dedi rahibe "ama ben bunu ona sadece bir kere söyleyebildim ."

Zil çalmadığı sürece zil değildir .

Şarkı söylenmediği sürece şarkı değildir .

Sevgi gönlümüzde tutsak olsun diye yaratılmamıştır .

Sevgi insanlara verdiğiniz sürece sevgidir ...
_________________
KADİR
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-posta'yı gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSN Messenger
kadir
Site Admin
Site Admin


Kayıt: Sep 20, 2006
Mesajlar: 176
Nerden: KASTANONU TOSYA

MesajTarih: 2007-10-21, 23:33:13    Mesaj konusu: AŞK ... Alıntıyla Cevap Ver

Aşk; yalnız bir operadır kış güneşinde dinlenen.
Aşk; bazen bir zaman hatasıdır.
Aşk; bazen kavuşamamak, adını karalamaktır kağıtlara.
Uzun bir suskunluktur ya da durmadan ondan konuşmaktır.
Aşk; bir filmin, bir karesinde takılıp kalmak...
Bazen tuhaf bir cesaretle meydan okumaktır.
Aşk; bazen nedenini bilmediğiniz bir duraksamadır.
Aşk; bir harabenin ortasında birşey bulup da ne yapacağını bilemeyen
iki savaş çocuğu gibi kalmaktır.
Eylül'ün toparlanıp gitmesini izlemektir.
Bir bakış bile anlatmaya yeterken herşeyi
kalbinizi dolduran duyguların kalbinizde kalmasıdır.
Aşk; canınızla beslemektir hüznün kuşlarını.
Aşk; vazgeçmektir gözlerinden.
Geceleri ansızın nedensiz uyanmaktır uykularından, usul usul ağlamaktır.
Aşk; birgün anahtarın ters döneceğine inanıp ışığa kavuşmayı özlemektir.
Aşk; buralardan öylece çekip gitmek ve sonunda kendine bir gül vermektir.
Acını içine alıp, göz damlalarını tutup, güçlü olmaya çalışmaktır.
_________________
KADİR
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-posta'yı gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSN Messenger
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Yazicam.com Forum Ana Sayfası -> Genel Konular Sohbet Tüm zamanlar GMT + 3 Saat
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız

google Ads



Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Anasayfa | Videolar | Forums | Resimler | Firma Rehberi | Özel Mesaj | Profiliniz | |

Türkiye Kastamonu Tosya Karşıyaka Mahallesinden. Son dakika  Haberleri  Forum Sohbet Firma Rehberi Karşıyaka mahallesi Resimleri Üye Resimleri video üye videoları Haberler  Özel Album  
TOSYA Karşıyaka Mahallesinin Dünyaya acılan Penceresi 
 
Soru Ve Site İle İlgili sorunlarınız için/ [email protected] Bize Yazın 

KADİR  KARAÇAM TELEFON:0 532 558 74 81


Abone olun Karşıyaka mahallesinden haberdar olun





Tema © Mavimsn